TR EN RU
Bayi Giriş
Blog 

DESİBEL VE SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ

DESİBEL VE SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ
17/09/2021

Siz hiç gürültülü bir ofis ortamında, sessizliğin sağlanamadığı bir sınıfta veya yoğun trafiğin duyulduğu bir ortamda günlük rutininize devam etmeyi denediniz mi? Cevabınız muhtemelen evet ve istenmeyen ses topluluğu olarak tanımlanan gürültünün ne kadar rahatsız edici olabileceğini siz de deneyimlediniz. Akustik, genellikle günlük yaşantımızın arka planında kalan bir disiplindir ancak anlaşıldığı takdirde yaşam kalitemiz üzerinde yarattığı olumlu etkilerin farkına varırız. Akustik bilimi, sesin ne olduğu, sesin hangi özelliklerinin günlük konforumuzu etkilediği ve istenmeyen sesleri nasıl önleyebileceğimiz gibi sorularla ilgilenir.

Akustik (ses bilimi), sesi ve sesin fiziksel özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır. İlgilendiği konular arasında gürültüye yol açan titreşimlerin ve gürültünün kontrolü de vardır. Oldukça kapsamlı bir alan olan akustiği anlamaya başlamak için bazı temel kavramlar hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Ses, canlıların işitme organları tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. Sesin kulak tarafından duyulabilmesi için, iki özellikten bahsederiz. Bunlar büyüklük (şiddet), sesin yayılacağı ortamın ne kadar şiddetle titreştiği ile ilgilidir ve frekans, basitçe titreşimin sıklığı, dediğimiz özelliklerdir.


Sesin şiddeti desibel (dB) ile ölçülmektedir. Sıfır desibel tanım olarak, insanın duyabildiği limitin altında olduğundan, sıfır desibelin çok az üstündeki sesler insanlar tarafından duyulabilir. Dünya Sağlık Örgütü ideal maksimum olarak 55 dB değerini kullanır. Ancak Türkiye Tabipler Birliği tarafından yapılan açıklamada, ülkemizde büyük şehirlerimizin pek çok semtinde yapılan gürültü ölçümlerinde elde edilen değerlerin eşik değerleri geçtiği belirtilmiştir.

Desibel’i daha iyi anlamak adına bazı örnekler vermek gerekirse; normal ve medeni bir konuşma 60 desibel civarındadır. Bu aynı zamanda, işitilebilirlik sınırı ile ağrı sınırının (120 dB) arasında kalan önemli bir referans değeridir. Normal solunum 10 dB, yumuşak bir fısıltı 30 dB ve rahatlatıcı bir yağmur sesi 50 dB yayar. 85 dB kalabalık bir sokağın gürültüsüne, 110 dB yanınızda yüksek sesle ağlayan bir bebeğe ve 120 dB ise gök gürültüsüne eşdeğerdir.

İnsanın duyabileceği en yüksek ses şiddeti ise 160 desibelin altındadır; çünkü örneğin fırlatılan bir roketin yanında olmak gibi bir durumda maruz kalınan 180 desibellik bir şiddet, kulak zarınızı işlevsiz bir hale getirir. Yani bulunulan ortamın akustik konforunu bozan gürültü aynı zamanda insanların hem fiziksel sağlığını hem de psikolojik sağlığını etkilemektedir.

Geçici veya sürekli işitme bozuklukları, baş ağrısı, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma ve kalp atışlarında yavaşlama gürültünün yol açtığı fiziksel etkiler arasındadır. Gündelik hayatımıza çalışma verimimizin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, aşırı sinirlilik ve stres şeklinde de yansıyabilen gürültünün kontrolü, akustik konfor öncelendirilerek planlanacak kentsel ve mimari projelerle sağlanmalı ve akustik sorunlara mekânsal çözümler bulunmasıyla insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek problemlerin önüne geçilmelidir. Projelerinizin akustik kontrolünde güvenle tercih edebileceğiniz, üst düzey ses yalıtım özelliklerine sahip ve projeye özel üretim alternatifleri ile öne çıkan Integra, Sepera ve Sepia serilerimizle Aspen ailesi olarak yanınızdayız. İncelemek için sitemize göz atın.

© 2021 ASPEN.Tüm hakları saklıdır.